Kardeş kıskançlığı birçok ailenin başına gelen günümüz problemlerinden biridir. Çocuklar anne ve babanın sınırsız sevgisini tek başına hükmetmeye o kadar alışmış ve benimsemişlerdir ki başka birinin varlığını tehdit olarak algılayabilir.
Bu zamana kadar her şeyin biricik varlığını ele almış çocuk, kendisinden sonra gelen kardeşin varlığına alışma sürecinde zorluklar yaşayabilir.
Paylaşma kavramını öğrenirken, ona verilen sevginin azaldığı hissine kapılabilir. Böylelikle kardeşe doğru kıskançlıklar oluşabilmektedir. Burada anne ve babalara önemli sorumluluklar düşmektedir. Öncelikle çocuğa yeni bir kardeşin geleceğini anlatmalılar ve bu süreci çocuğa alıştırmalılardır.
Eğer kardeş doğduktan sonra evdeki çocuğu zorunlu olmadıkça eğitim ortamlarına (kreşe, oyun etkinlik yerlerine ) gönderilmemesi daha doğru olacaktır.
Çünkü çocuk bunu kardeşim doğduktan sonra beni artık evde istemiyorlar bakış açısıyla yorumlayıp, kardeşine daha da kıskançlık besleyebilir. Çocuğa bu olayı tüm detaylarıyla anlatmalı, kardeşin bazen çok ağlayabilir, benim onu sakinleştirmem için kucağıma almam gerekebilir. Kendi yemek yiyemediği için onu benim beslemem gerekebilir.
Daha küçük olduğu için hiçbir aktiviteyi kendi başına halledemez ve bu süreçte ben ona destek sağlayacağım şeklinde detaya inerek açıklama yapılması çocuğu kardeşe karşı olan belirsizlikten kurtarabilir.
Ayryetten küçük çocuğun işlerini diğer çocuğa yaptırmamakta fayda vardır. Özellikle yaş farkı az olan çocuklarda bu durum kıskançlık oluşumunu daha da hızlandırmakta ve kardeşi kendisine yük olarak görme eğilimini arttırmaktadır. Rekabeti arttıracak oyunlardan uzak tutulmalı, daha çok kardeşlerin bir grup olarak oynayabileceği oyunlara ağırlık verilmelidir.
Aslında kardeş kıskançlığı herkeste, yaşı kaç olursa olsun var olan ve son derece normal bir geçiş süreci olarak karşımıza çıkabilmektedir. Önemli olan burada iki çocuğu birbirine kıyaslamadan, ilgi ve sevgiyi gösteriş biçimlerini aynı tutmaya özen göstererek sağlıklı bir biçimde bu süreci ilerlettirmek olacaktır.